Geçmişten günümüze kader kültürel mirasımız sel, yangın, deprem, vandalizim savaşlar gibi tehlikelere maruz kamış, kaybedilme riski ile karşı karşıya kalmıştır. Benzer şekilde bilinçsiz kullanım ve tarihi binanın tüketim nesnesi olarak algılamak kültürel mirasın zarar görmesine neden insan kaynaklı faktörlerdir. Kültürel mirasımız sadece afetler sebebiyle değil, aynı zamanda afet sırasında ve sonrasındaki çalışmalarda da risk altında olduğu söylenebilir. Artan nüfus, kentleşme, kentsel gelişim baskıları, yoksulluk, kasıtlı yıkım, bozulmalara karşı önlem alınmaması ve yanlış müdahaleler kültürel miras için potansiyel riskler oluşturmaktadır. Risk faktörü sadece anıtsal yapılar için değil, kentin sahip olduğu kent parçalarının tamamına yönelik risklerde mevcuttur. Sürekli değişim ve dönüşüm baskısı altındaki kentlerde, tarihi doku ve onu oluşturan faktörlerin göz ardı edilmesi, farklı kent parçalarındaki standart çözümlerin özgün tarihi çevrelerde müdahale kararı olarak uygulanması tarihi dokuların da tekdüzeleşmesine ve özgünlüklerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Bu uygulamalar aynı zamanda tarihi çevrede ikamet eden yerel kullanıcıların baskı altına alınarak alanı terk etmelerine neden olmaktadır. Anadolu’nun gözde ticaret merkezlerinden biri olan Ankara kale yerleşimi ile dikkat çekicidir. Kale ve çevresi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bünyesine birçok önemli tarihi yapıları barındırmıştır. Araştırma bu alanın maruz kaldığı riskleri haritalandırarak, yapılan imar planları bağlamında değerlendirmeler yapılmıştır.
From past to present, our cultural heritage has been exposed to dangers such as floods, fires, earthquakes, vandalism, wars, and has faced the risk of loss. Similarly, unconscious use and perceiving the historical building as an object of consumption are human-induced factors that cause damage to the cultural heritage. It can be said that our cultural heritage is at risk not only because of disasters, but also during and after disasters. Increasing population, urbanization, urban development pressures, poverty, deliberate destruction, failure to take precautions against deterioration and wrong interventions pose potential risks for cultural heritage. The risk factor is present not only for the monumental structures, but also for all the parts of the city. In cities under the pressure of constant change and transformation, standard solutions in different parts of the city as an intervention decision, ignoring the historical texture and cause the historical textures to become monotonous and lose their originality. These practices also cause local users residing in the historical environment to leave the area by being put under pressure. Ankara, one of the favorite trade centers of Anatolia, attracts attention with its castle settlement. The castle and its surroundings have hosted many civilizations and housed many important historical structures. The research has mapped the risks to which this area is exposed, and evaluations have been made in the context of the urban plans.