Tasavvuf inişli çıkışlı dönemlerinde tasavvuf görüş ve inançlarına göre farklı kategori ve yöntemlerle karşılaşmış ve bu grup ve fırkaların her biri, tasavvufi sulûklarında kendilerine yol gösterici olarak dine ve felsefeye dayalı fikirler edinmişler ve bu temelde hakikate ulaşmaya çalışmışlardır. Tarih boyunca tasavvufun temellerini atan ve çok sayıda taraftar toplayan ekoller arasında iki ekolden bahsedebiliriz: Horasan ve Bağdat. Bayezid-i Bistami'nin fikirleriyle temelleri atılan Horasan Mektebi ve temeli sekr’e dayanmaktadır. Horasan ekolünün önünde kurucusu Cüneyd-ı Bağdadî olan Bağdat ekolü vardır. Horasan ekolünden farklı olarak bu ekolün temeli Sahv'a dayanmaktadır.
Sahv anlayışına dayalı Bağdat ekolünün kuruluşundan sonra bu düşünceye göre birçok ekol oluşmuş ve öğretileri büyüklerinin eserlerine ve yazılarına yansımıştır. Bunların arasında, Sahv ve şeriat ve onun batın ve zahiri âdetleri üzerine kurulmuş olan Sühreverdiyye Tarikatını sayabiliriz. Emir Hüseyin Herevî onun müritlerinden biridir. Eserlerinde sürekli olarak şeriatı esas alır ve onu sulûkûn gereği ve şartı olarak görür.
During its ups and downs, Sufism, according to Sufi opinions and beliefs, has encountered different categories and methods, and each of these groups and categories has made by themselves ideas based on religion and philosophy as a guide in the mystical path and tried to reach the truth on this basis. Among the schools that founded Sufism throughout history and attracted many followers, we can mention two schools: Khorasan and Baghdad. The school of Khorasan, which was founded by the thoughts of Bayazid Bastami, and its basis is based on sokr (intoxication). In front of the school of Khorasan is the school of Baghdad, whose founder is Junaid Baghdadi. Unlike the Khorasan school, the basis of this school is based on sahv.
After the foundation of the Baghdad school based on the Sahv approach, many schools of thought were formed according to that thought and their teachings were reflected in the works and writings of its elders. Among them, we can mention the Suhravardiyya Tariqat, which was founded on the foundation of Sahv and the Shari'a and its outward and inward customs. Amir Hosseini Heravi is one of its followers. In his works, he constantly bases Shariat and considers it as a necessity and a prerequisite for conduct.