Ondördüncü yüzyılda modern düşüncenin temeli olan nominalizm hareketinin öncüsü olarak kabul edilen Guillelmus de Ockham, metodolojik sadeleştirmenin de temelini atmıştır. Ockham Usturası olarak kabul edilen bu felsefe, bir konuyu en doğru ve anlaşılır şekilde anlatmanın yolunu gereksiz ayrıntı ve unsurların elenmesiyle sağlanabileceği fikrine dayanır. Konstrüktivizm, De Stijl, Bauhaus gibi akımların yanı sıra doğrudan sadeliği benimseyen Minimalizm akımlarının başlı başına bu fikirlerden yola çıkmış olabileceği düşüncesi ütopik sayılmaz. Fakat bu çalışmada, tüm bu akımlar bir yana bırakılarak sanat hayatı boyunca eserlerinde bambaşka üsluplar benimseyen Mark Rothko’nun kariyeri göz önünde bulundurulacaktır. Çünkü sanatçı kariyerinin başlarında sıradan figürlerle çalışırken zamanla sürrealizmin etkisinde kalmış ve mitolojik sembollerle ilgilenmiştir. Sanatçının kariyerinin son dönemlerinde ise çalıştığı devasa çerçeveleri ve monokrom renkleri sanatının da devleşmesine yol açmıştır.
Yüzyıllar öncesinde öngörüler veya tecrübeler neticesinde temelleri atılan Ockham Usturası’nın yirminci ve yirmibirinci yüzyılda sanat çerçevesinde hala kabul edilebiliyor olması bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur. Geniş bir literatür araştırması yapılarak Guillelmus de Ockham’ın yaşamı ve felsefi bakış açısının yanı sıra Mark Rothko’nun Ockham Usturası felsefesine uygun üslup değişimine değinilmiştir. Dijital kaynaklardan elde edilen Rothko’nun eserleri Ockham Usturası felsefesi üzerinden incelenmiş ve sonuç olarak, dönemsel veya bireysel olarak felsefi bakış açılarının zaman zaman kabul görebileceği kanısına varılmıştır.
Guillelmus de Ockham, who is considered to be the pioneer of the nominalism movement, which is the basis of modern thought in the fourteenth century, also laid the foundation for methodological simplification. This philosophy, which is accepted as Ockham's Razor, is based on the idea that the way to describe a subject in the most accurate and understandable way can be achieved by eliminating unnecessary details and elements. It is not considered utopian to think that Minimalism, which directly adopts simplicity, as well as movements such as Constructivism, De Stijl, Bauhaus, may have started from these ideas. However, in this study, leaving all these trends aside, the career of Mark Rothko, who has adopted a completely different style in his works throughout his artistic life, will be considered. Because while the artist was working with ordinary figures at the beginning of his career, he was under the influence of surrealism and was interested in mythological symbols.In the last period of the artist's career, the gigantic frames and monochrome colors he worked with led to the giantization of his art.
The starting point of this study is that the Ockham Razor, whose foundations were laid centuries ago as a result of predictions or experiences, can still be accepted within the framework of art in the twentieth and twenty-first centuries. An extensive literature search has been made, and besides Guillelmus de Ockham's life and philosophical perspective, the stylistic change in accordance with Mark Rothko's Ockham Razor philosophy has been mentioned. The works of Rothko, obtained from digital sources, were examined through the philosophy of Ockham's Razor, and as a result, it was concluded that periodic or individual philosophical perspectives can be accepted from time to time.