Doğa güzellikleri, zengin yer altı kaynakları, tarıma elverişli toprakları ve istisna iklimiyle “Orta Asya’nın İncisi” konumunda bulunan Keşmir, bölge ülkeleri açısından her zaman çekici ve gözde bir yer olarak konumunu korumuştur ve korumaya devam etmektedir. Stratejik öneme sahip olan Keşmir, sahip olduğu güzelliklerin bedelini savaşlara tanıklık ederek ödemekte ve günümüzde de bölge ülkelerin kaynama noktasını oluşturmaktadır. Keşmir Sorunu 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve günümüzde de çözüme kavuşturulamamış bir mesele olarak devam etmektedir. Keşmir’in komşuları Hindistan, Pakistan ve Çin arasında 1947 yılında başlayan sorun, özellikle Hindistan ve Pakistan arasında savaşların yaşanmasına sebep olmuştur. Bağımsızlıklarını kazandıkları 1947’den bu yana Keşmir’in idaresine bir türlü karar veremeyen Hindistan ve Pakistan sorunu, Birleşmiş Milletler’in gündemine taşımışlardır. BM yaptığı görüşmeler sonucunda Keşmir bölgesine dair bir halk oylamasına karar vermiş ancak Hindistan, halk oylamasına elinde bulundurduğu bölgede uygulamak istememesinden dolayı sorunun büyümesine sebebiyet vermiştir. Her iki devlet de bölge üzerindeki hak iddialarından taviz vermemelerinden ötürü sorun giderek daha çok büyümüş ve çözüme kavuşturulamamıştır. Soğuk Savaş dönemine denk gelen Birleşmiş Milletler’in çözüm arayışı sırasında ABD, SSCB ve Çin gibi güçlü devletlerin olaya müdahil olması sorunun uluslararası boyutunu daha da arttırmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde Hindistan ve Pakistan’ın nükleer silahlara sahip olmasıyla sorunun önemi artmış ve nükleer savaş tehdidiyle dünya karşı karşıya kalmıştır. Bu çalışmada uluslararası örgütlenmelere ve silahsızlanmaya önem veren, devletlerarası çatışmaların iş birliği ve karşılıklı bağımlılık ilkeleriyle çözümlenebileceğini varsayan liberal yaklaşım açısından Keşmir Sorununa çözüm aranacaktır. Keşmir sorununun bölge ülkeleri açısından stratejik öneminin üzerinde durularak, Birleşmiş Milletler’in müdahil olması ve ardındaki gelişmeler ve çözüm arayışları anlatılacaktır. Ayrıca çalışmada, Keşmir yönetimi ile ilgili düzenlemeyi içeren Anayasanın 370. Maddesinin Hindistan yönetimi tarafından iptal edilmesine, dünyadaki farklı ülkelerden gelen tepkiler de açıklanacaktır. Keşmir sorununun bölgesel ve uluslararası boyutları ile sorunun giderilmesine yönelik girişimler değerlendirilecektir.
Kashmir, which is considered to be the “Pearl of Central Asia” with its natural beauties, rich resources, fertile lands and exceptional climate, has always maintained a prevalent position among various countries in the South Asian region. Kashmir, which possess prodigious strategic importance, pays the price of its beauty by witnessing wars, protests, lockdowns, and human rights violations and because of these incidents Kashmir looks like a never ending conflict between India and Pakistan. In this study, a solution to the Kashmir Issue will be sought in terms of the liberal approach that ascribes significance to international organizations, disarmament and further undertakes the interstate conflicts that can be resolved with the principles of cooperation and interdependence. By emphasizing on the strategic importance of the Kashmir Issue, the involvement of the United Nations and the developments behind it and the search for a solution will be elucidated in this article. In addition, the study will shed light on the reactions of different countries in the world towards the annulment of Article 370 of the Indian Constitution, which provided special status to Kashmir. Furthermore, the regional and international dimensions of the Kashmir Issue and the attempts to solve the issue will also be evaluated.