Bu çalışma, demokratik siyasal rejimlerin tartışma götürmez unsurlarından biri olan siyasal partilerin “özgürlük” ve “demokrasi” ilke ve değerleri ile çeşitli toplumsal kimliklerin çatışma alanlarını ve tezatlıklarını tartışmaktadır. Özünde demokrasinin gelişimi ile özgürlük idealinin varlığı birbirlerine koşut olarak yükselmekte veya düşüş göstermektedir. Demokrasinin günümüzde en belirgin siyasal kurumu olarak siyasal partiler, bu çalışmanın temel kurumsal aktörüdür. Bununla birlikte siyasal partiler kurumsallaşma dinamiklerini lider odaklı ya da ideolojik odaklı olmak üzere temelde iki alan üzerinden şekillendirirler. Bu çalışmada Hollanda Özgürlük Partisi’nin (Partij Voor de Vrijheid-PVV) ve lideri Geert Wilders’ın siyasal söylemleri ve yaklaşımları, demokrasi ve özgürlük bağlamında birincil önemde değerlendirilmektedir. Böylece bu çalışma aynı zamanda siyasal partilerin demokratik niteliklerine aykırılıkları PVV örneğinde eleştirmektedir. Bu noktada ilgili siyasal partinin ve liderinin, Hollanda’daki birtakım toplumsal grupları, etnik ya da dinsel aidiyetleri bağlamında ele alırken temelde meşru kimlikleri, radikal kimlikler haline dönüştürme siyaseti izledikleri saptanmıştır. Bu süreç, hem kimlik çatışması hem de kimlik radikalleşmesi olmak üzere iki çerçevede yükseliş göstermiştir. Bu saptamalar, Wilders’ın sosyal medya hesaplarından biri üzerinden daha somut söylem analizi ile destekleyici bir şekilde tartışılmıştır.
One of the elements of the debaters of these democratic regimes is the political party, the conflict areas and controversies of real personalities with the principles and values of freedom and “democracy”. In essence, with the departure of democracy, the ideal of self-sacrifice is rising or getting excited as the north march. The political center, as the electoral brightest education of democracy, it is the main institutional actor in general. In elections, they shape the choices of two areas, one in the target in the election plans. In this study, the political discourses and approaches of the Party for Freedom (Partij Voor de Vrijheid-PVV) and its leader Geert Wilders are evaluated of primary importance in the context of democracy and freedom. Thus, this study also criticizes the contradictions with the democratic qualities of political parties in the example of PVV. At this point, it has been determined that the relevant political party and its leader, while considering some social groups in the Netherlands in the context of their ethnic or religious affiliation, basically follow the policy of transforming legitimate identities into radical identities. This process has risen in two frameworks, both identity conflict and identity radicalization. These determinations were discussed in a supportive way with a more concrete discourse analysis through one of Wilders’ social media accounts.