İslamiyet öncesi dönemde Türklerin bozkır kültürünün etkisiyle ekonomik faaliyetleri hayvancılık ve madencilik olmuştur. Orta Asya coğrafyasının yeraltı kaynakları bakımından zengin olması birçok madenin işlenmesinde etkili olmuştur. Bu madenler; bakır, altın, gümüş, kalay, tunç, demir, tuz, lacivert taşı, vb. madenlerdir. Madenlerden sadece çıkarıldıkları bölgelerdeki ile yetinilmeyip, komşu ülkelerden de maden ihraç edilmiştir. Madenlerden, günlük hayatta, iktisadi ve ticari hayatta, süs eşyaları yapımında, savaş araç-gereçleri yapımında ve daha birçok alanda faydalanılmıştır. Madenlerden yapmış oldukları ürünlerin ihtiyaç fazlasını ise ticari alanda kullanmışlardır. Ayrıca ticari anlamda ve komşu devletlerle olan ilişkilerde söz sahibi olmak adına dönemin en önemli ticaret ağı olan Çin’den başlayıp Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolu ve Karadeniz’in kuzeyinden başlayıp Çin’e kadar uzanan Kürk Yolu’nun bir kısmını ellerinde bulundurmuşlardır.
In the pre-Islamic period, the economic activities of the Turks, with the influence of the steppe culture, were animal husbandry and mining. The fact that the Central Asian geography is rich in underground resources has been effective in the processing of many mines. These mines; copper, gold, silver, tin, bronze, iron, salt, lapis lazuli, etc. are mines. Not only were they satisfied with the areas where they were extracted from the mines, but they were also exported from neighboring countries. Mines have been used in daily life, in economic and commercial life, in the production of ornaments, in the production of war equipment and in many other areas. They used the surplus of the products they made from the mines in the commercial area. In addition, in order to have a say in trade and relations with neighboring states, they had a part of the Silk Road, which was the most important trade network of the period, starting from China and extending to Europe, and a part of the Fur Road, which started from the north of the Black Sea and extended to China.