Her medeniyetin bünyesinde farklı kültürel üsluplara bürünen masallar, anlatıcısını bulduğu oranda çağdan çağa kendilerini yenilerler. Genel kabul görmek için, doğduğu toplumların ruhuna göre şekillenir ve çoğu zaman da onların değerler sistemini yansıtırlar. Toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel değerleri ve yaşayış biçimleri hakkında bilgiler verirler. Genel kabule göre şekillenen masalların bazıları da türcü ve cinsiyetçi imgeler içerebilirler. Eşit Masallar, Sindirella, Rapunzel ve Kırmızı Başlıklı Kız adlı batı kaynaklı klasik masalların sırasıyla, Murat Gülsoy, Gamze Arslan ve Mevsim Yüce gibi yazarlarımız tarafından yeniden kaleme alındığı bir projedir. Bu proje ile yazarlar, masallardaki türcü ve cinsiyetçi imgeleri yıkmayı ve çağdaş toplum değerlerine göre yeni anlamlar kazandırmayı amaçlamışlar. Çalışmada, söz konusu masallar, eko-feminist yöntem ile klasik versiyonlarıyla karşılaştırılarak incelenmeye çalışılacaktır. Çalışmada cinsiyetçi ve türcü imgeler ile örülmüş klasik masalların, çağcıl yazarlar tarafından yeniden yazılmasının eşitlikçi ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir toplum için gerekliliğinin altını çizmek amaçlanmaktadır.
Tales, which take on different cultural styles within each civilization, renew themselves from age to time as they find their narrator. In order to be accepted by the society, they are shaped according to the spirit of the environment in which they were born and reflect the system of values. They give information about the economic, social and cultural values and lifestyles of the periods in which they are told. Some of the tales shaped according to the dominant understanding of the period they are told contain sexist and speciesist patterns. Equal Tales, Cinderella, Rapunzel and Little Red Riding Hood, is a project in which our writers such as Murat Gülsoy, Gamze Arslan and Mevsim Yüce, respectively, of Western originated fairy tales were taken into consideration. The authors aimed to break down speciesist and sexist stereotypes in classic versions of fairy tales and produce new ones. In the study, the aforementioned fairy tales will be tried to be analyzed by comparing them with their classical versions using the eco-feminist method. The aim of the study is to reveal the necessity for an egalitarian and ecologically sustainable society to write classical tales by contemporary writers, treated with sexist and speciesist patterns.