Günümüzde gelişen teknoloji ve değişen dünya düzeni, kentleşme, çevre kirliliği, sürdürülebilirlik, geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi konuları ön plana çıkarmaktadır. Yerleşim alanlarında belediyeler ve ilgili kurumlar çevre kirliliğine karşı ciddi çalışmalar yürütse de bireylerin bilinçsiz tüketimi ve atıklarını doğaya bırakması çevre sorunlarını artırmaktadır. Toplumun çevre bilincini geliştirmek için eğitimin en önemli araç olduğu düşünüldüğünde, okullarda çevre eğitiminin yeterliliğini sorgulamak gerekmektedir. Türkiye’de, Milli Maarif modeli kapsamında yeni düzenlemeler yapılmasına karşın, ilkokul düzeyinde çevre eğitimi kazanımlarının sınırlı olduğu görülmektedir. Çevre bilincinin temellerinin bu yaşta atılmasının, farkındalık düzeyi yüksek bir toplum inşası için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Bu düşünce doğrultusunda eğitim kalitesinin yüksek olacağı stresten yalıtılmış bir ortam oluşturmak adına sanat terapisinden destek alınması uygun görülmüştür. Sanat terapisi muhteviyatı itibariyle çocukların ailevi sorunlar, zorbalık ve kaygı gibi zorlukları aşmasına yardımcı olan sağaltıcı bir yöntemdir. Bu yönüyle sanat terapisinin çevre eğitimiyle birleştirilmesi hem çevre duyarlılığını hem de öğrencilerin psikolojik dayanıklılığını artırabileceği gibi, daha etkili bir eğitim ortamı da sunabilmektedir. Bu bağlamda çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılarak çevre eğitimi ile sanat terapisini birleştiren özgün bir uygulama önerisi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda üretilen uygulama önerileri çocukların eğitsel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak üstün zekalılar eğitiminde de kullanıma hazır olacak biçimde farklılaştırılarak grupla terapi oturumları biçiminde yapılandırılmıştır. Çalışma, ilkokullarda çevre eğitimi ve sanat terapisinin nasıl uygulanabileceği konusunda sınıf öğretmenlerine, BİLSEM uzmanlarına, rehberlik ve psikolojik danışmanlık birimleri ile diğer paydaşlara somut öneriler sunarak sonlandırılmıştır.
In today's world, advancing technology and changing global dynamics bring issues such as urbanization, environmental pollution, sustainability, recycling, and waste management to the forefront. Although municipalities and relevant institutions undertake significant efforts to combat environmental pollution in residential areas, individuals' unconscious consumption and disposal of waste into nature exacerbate environmental problems. Given that education is considered the most crucial tool for fostering environmental awareness in society, it is necessary to question the adequacy of environmental education in schools. In Turkey, despite recent regulations introduced under the National Education Model, environmental education outcomes at the primary school level remain limited. It is believed that establishing the foundations of environmental awareness at this early stage is critical for building a society with a high level of environmental consciousness. In line with this perspective, art therapy has been incorporated to create a stress-free environment conducive to high-quality education. Art therapy, by its nature, is a therapeutic method that helps children cope with familial issues, bullying, anxiety, and other challenges. By integrating art therapy with environmental education, this approach not only enhances environmental sensitivity and students' psychological resilience but also creates a more effective learning environment. In this context, the study employs document analysis, a qualitative research method, to develop an original practice proposal that merges environmental education with art therapy. The proposed practices have been differentiated to accommodate the educational needs of children and structured as group therapy sessions, making them suitable for gifted education as well. The study concludes with concrete recommendations for classroom teachers, BİLSEM specialists, guidance and psychological counseling units, and other stakeholders regarding the implementation of environmental education and art therapy in primary schools.