Spor Eğitimcileri Açısından Fair Play Önemi Ve Örnekleri

Author :  

Year-Number: 2024-Cilt 9 Sayı 1
Yayımlanma Tarihi: 2024-02-25 00:07:52.0
Language : Türkçe
Konu : Spor Bilimleri
Number of pages: 9-16
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

İnsana fiziksel alanda yaptığı katkı kadar zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimine katkı yapması beklenen sporun, günümüzde bizzat sosyal ahlaka ve etiğe aykırı davranışları öğrenme ve sergileme aracına dönüşmesi ülkemizdeki sporun geleceğini tartışmalı hale getirdiği öne sürülmüştür (Yapan, 2007). Spor, barış, hoşgörü, eşitlik, azim, otokontrol, fazilet, tutku, hak, hukuk, mutluluk ve saygı gibi insan mayasına yakışır kavramları benliğinde barındırdığı gibi; hüzün, stres gibi insani kimlik taşıyan kavramları da içinde barındıran bir faaliyet olarak, insanın tüm varlığını etkileyen bir kavram olarak hükmünü sürdürmektedir (Pehlivan, 2004). Sporun nihai amacı da insanların fiziksel ve ruhsal yönden dengeli bir kişilik yapıları oluşturmalarını sağlamaktır (Hesapçıoğlu, 1994). Sporun popülerliğinin artması ile galip gelme hazzı öne çıkmıştır. Her fırsatta galip gelme arzusu spor yapan bireyleri birtakım hatalı düşünce ve eylemlere itmektedir. Bu da sporun asıl ideolojisini ihmal etmesi anlamındadır. Sporda centilmenlik kavramını karşılayan fair play ilk olarak insan onuruna duyulan saygının bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Spordan ekonomik ve politik ümitlerin artması, sporun sağlayabileceği ahlak yanlısı umutları geri plana atmıştır. Spor sahalarında karşılaştığımız olumsuz sahnelerin azaltılması ve nihai olarak ortadan kaldırılmasına yönelik uygulamaların daha çok yasalarla sağlanmaya çalışıldığını, bunun yanında sporla ilgili tüm unsurların (sporcu, antrenör, hakem yazar, spor adamı, seyirci) öğrencilerden çıkacak olması sebebiyle sportmenlik eğitimine okullardaki beden eğitimi derslerinde yer verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmada sporun nihai amacına ulaşmaı için gerekli olduğu düşünülen fair play kavramı ve örnekleri üzerinde durulmuştur.

Keywords

Abstract

İnsana fiziksel alanda yaptığı katkı kadar zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimine katkı yapması beklenen sporun, günümüzde bizzat sosyal ahlaka ve etiğe aykırı davranışları öğrenme ve sergileme aracına dönüşmesi ülkemizdeki sporun geleceğini tartışmalı hale getirdiği öne sürülmüştür (Yapan, 2007). Spor, barış, hoşgörü, eşitlik, azim, otokontrol, fazilet, tutku, hak, hukuk, mutluluk ve saygı gibi insan mayasına yakışır kavramları benliğinde barındırdığı gibi; hüzün, stres gibi insani kimlik taşıyan kavramları da içinde barındıran bir faaliyet olarak, insanın tüm varlığını etkileyen bir kavram olarak hükmünü sürdürmektedir (Pehlivan, 2004). Sporun nihai amacı da insanların fiziksel ve ruhsal yönden dengeli bir kişilik yapıları oluşturmalarını sağlamaktır (Hesapçıoğlu, 1994). Sporun popülerliğinin artması ile galip gelme hazzı öne çıkmıştır. Her fırsatta galip gelme arzusu spor yapan bireyleri birtakım hatalı düşünce ve eylemlere itmektedir. Bu da sporun asıl ideolojisini ihmal etmesi anlamındadır. Sporda centilmenlik kavramını karşılayan fair play ilk olarak insan onuruna duyulan saygının bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Spordan ekonomik ve politik ümitlerin artması, sporun sağlayabileceği ahlak yanlısı umutları geri plana atmıştır. Spor sahalarında karşılaştığımız olumsuz sahnelerin azaltılması ve nihai olarak ortadan kaldırılmasına yönelik uygulamaların daha çok yasalarla sağlanmaya çalışıldığını, bunun yanında sporla ilgili tüm unsurların (sporcu, antrenör, hakem yazar, spor adamı, seyirci) öğrencilerden çıkacak olması sebebiyle sportmenlik eğitimine okullardaki beden eğitimi derslerinde yer verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmada sporun nihai amacına ulaşmaı için gerekli olduğu düşünülen fair play kavramı ve örnekleri üzerinde durulmuştur.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics